Kiminiz hatırlayacaksınız, 90’ların İstanbul’unda yemek için seyahat denildiğinde akla ilk gelen iskender için üşenmeden Bursa’ya, köfte için Tekirdağ’a, baklava için Gaziantep’e gitmekti. Zaman değişti, seyahat ve özellikle uçmak kolaylaştı ve şimdilerde sadece tek bir yiyecek değil restoranıyla, ortamıyla farklı yemek deneyimleri için uzaklara gidiyoruz.
Hotels.com Lezzetli Seyahatler adında bir rapor yayınlayınca yemek için seyahat üzerine tahminlerim doğru mu merak ettim. 29 ülkeden 9.000 katılımcı ile gerçekleştirilen görüşmeler sonucu çıkan rapora göre, yemek meraklıları için en ideal şehirlerin başında Paris, Tokyo ve Roma var. Bu şehirleri Londra, New York, Barselona ve Madrid takip ediyor.
Y kuşağı gezginlerin %61’i, tatil yapacakları noktaları ‘ne görüp ne yapacaklarına’ göre değil; ‘ne yiyeceklerine’ göre seçiyor. Ankete katılanların neredeyse yarısı ise en unutulmaz anların tatildeki güzel yemek deneyimleri olduğunu söylüyor. Sosyal medyada en çok paylaştıkları yemek ise pizza olmuş.
Michelin yıldızının prestiji elbette baki ancak rapor, kitap veya dergilerde bahsi bile geçmeyen yerel mekanları bulmak katılımcılara daha cazip geldiğini ortaya koyuyor. Bizim deneyimlerimiz de aynen böyle!
Bu lezzet şehirleri şerefine Hotels.com ünlü yemek sanatçısı Carl Warner ile özel bir çalışma yapmış. Çikolatadan Eyfel Kulesi, makarnadan yapılmış Panteon, deniz yosunundan yapılmış Fuji Dağı harika a ama dağın önünde maki roll, zencefil ve shiitake mantarlarından yapılmış zen bahçesi ve çay seremonisi bir muhteşem.
Bu fotoğraflar sizi de acıktırdığı kadar motive ettiyse doğru yoldasınız, “görerek gezme” eskide kaldı, artık “tadarak gezme” zamanı.