Mersin’den Silifke’ye doğru ilerlerken doğanın güzelliği ve tarihin derinliği yol arkadaşınız oluyor. Nasıl mı? İşte bu yol üzerinde kaçırmamanız gereken 6 durak.
Kanlıdivane
Bu ören yeri, Mersin’den yaklaşık yarım saatlik mesafede. Antik kent dev bir obruk etrafına kurulmuş.
Kızıla çalan renginin büyüsüne kapılırken buranın önemini de anlamak için çevrede kentten kalanları kesme taşlı yapıların etrafında gezinmeye başlayın.
Burası eskiden bir zeytin işleme atölyesi olarak kullanılmış, obruk içinde kimi yerlerde kabartmalar da dikkat çekiyor.Alan geniş, keyifle gezinmek ve birbirinden özel fotoğraf kareleri çekmek için vakitli gidin.
Cennet-Cehennem Obruğu
Yanyana bulunan bu iki obruk derinliğiyle başınızı döndürüyor.
Doğanın önünüzde yaptığı bu şovda ön sırada olmak isterseniz önce Cehennem’i görün, bir gözlem balkonu var üstünde.
Cennet’i de göreyim derseniz, kapıları size açık sadece yakın buluşma biraz zahmetli. Çöküğün içine 452 basamakla iniliyor. İnerseniz içinde bulunan Meryem Ana’ya ithafen yapılan kiliseyi görebilirsiniz.
Yer yer yeşil doğasıyla sizi kucaklayan obruğun altından geçen derenin sesi derinlerden kulağınıza gelebilir. Ancak bu inişin bir de çıkışı var. Kucak isteyen çocuğunuz varsa yolunuz biraz uzun sürebilir.
Kız Kalesi
Orda bir kale var uzakta! Karadan 500 metre kadar açıktaki kalenin bir de kıyıda karşılığı olan kale var. XII.yüzyılda yapılmış bu kalelerin elbette bir efsanesi var. Korikoslu bir kral bir kızı olmasını diliyor ve sonunda kralın dileği yerine geliyor. Prenses büyüyor ve herkes tarafından seviliyor ancak bir gün saraya gelen bir falcı, prenses bir yılanın sokacağını ve kimsenin bunu engelleyemeyeceğini söylüyor. Ama kral dayanamayıp kızı için bir adacık üstüne kale yaptırıyor ve prensesi oraya gönderiyor.
Sonu tahmin edersiniz, saraydan gönderilen bir yiyecek sepetinin içine saklanan yılan prensesin sonu oluyor.
Aya Tekla
Taşucu yakınındaki bu kilise St.Paul’un öğrencilerinden Azize Tekla’nın hristiyanlığı yaymaya çalıştığı sırada saklandığı yer olarak biliniyor.
Kiliseye dönüştürülmüş bu mağarada şifa dağıtarak mucizeler gösteren Azize, dinin yayılmasına büyük katkıda da bulunmuş. Kendisinden sonra bu kilise kutsal sayılıyor.
Astım Mağarası
Dev sarkıtlar arasından yerin altına indiğinizde 200 metrelik yolunuz sizi birbirinden ilginç görünümlü galerilere götürüyor.
Mağaranın nem oranı yüzde 85-95 aralığında, bunun da astım hastaları için iyi olduğu söyleniyor. Buraya gelenlerin bir kısmı daha iyi hissetmek büyük bir kısmı ise büyülenmek için bu mağarayı ziyaret ediyor.
Narlıkuyu Mozaik Müzesi
Narlıkuyu köy meydanındaki bu minicik müzede, Romalılardan günümüze uzanan mozaik ve tabloları görebilirsiniz. Aglaia, Thalia ve Euphrosyne adlı üç yarı tanrıçayı konu alan meşhur “Üç Güzeller” mozaği bu müzenin varoluş nedenlerinden biri. Burada ayrıca şifalı olduğuna inanılan kaynak suyunun başında bir termal hamam kalınıtısnı da görenilirsiniz.
Silifke’de Nerede Kalmalı
Silifke’ye kadar gitmişken kalmak isterseniz en keyifli seçenek Altın Orfoz Hotel Resort Spa. Mavi bayraklı bir koyda konumlanan otel, huzura ermek isteyen gezginler için ideal. Açık havuzu, çocuklar için su kaydırakları da olan otelde, kendinizi turkuaz sulara bırakmalısınız.
Doya doya okudum. Harika bir yazı teşekkürler.